Ara ara sıkılıp, bunalıp şafak saysak da bu küçük şehri döndükten sonra epey özleyeceğim. Her geçen gün döndükten sonra hatırlayıp küçük çapta bir kalp sızısı yaratacak olaylar…
Geçen sene bu zamanlar…Artık büyük kalemler tamam sayılır. Ama hala aklımda binbir soru, geceleri sürekli aksiliklerle dolu rüyalar. Yağmur yağar mı, davetiyeler yetişecek mi, pasta çikolatalı…
Tam 9 yaşındaydım önümdeki dev ekranda Hogwarts Ekspresi dumanları tüte tüte, etrafta kendinden başka hiç birşeyin bulunmadığı yollarda giderken. Hiç trene binmemiş bir çocuk olarak büyülenmiş,…
Mutfakta olmayı, elini hamura bulamayı seven herkesin içinde bir yerlerde “pastacı” olma hayali var, biliyorum 🙂 Hatta küçük mutlu bir dükkanım olsun, her gün fırından tazecik…
İstanbul hep güzel, ama yaz gelip herkes onu terkettiğinde daha da bi güzel. Yollar boş, mesafeler yakın, kalabalık azalmış…Daha ne olsun. Eğer siz de buralardaysanız, şehirde…