Doğu Ekspresi ile Kars’a Yolculuk

Tam 9 yaşındaydım önümdeki dev ekranda Hogwarts Ekspresi dumanları tüte tüte, etrafta kendinden başka hiç birşeyin bulunmadığı yollarda giderken. Hiç trene binmemiş bir çocuk olarak büyülenmiş, sanki yol bitene kadar onlarla seyahat etmiştim. Sanki böyle sihirli bir tren ancak filmlerde olur gibi gelmişti, Hogwarts mektubum da gelmeyince iyice inanmıştım bu düşünceme. Ta ki Doğu Ekspresi’ne adım atana kadar 🙂

Amacımız Kars’a varmak değildi, yolun kendisiydi. Bu yolculuğa çıkanları ödüllendiren olağanüstü manzaralardı. Camdan dışarısı herkesin hayal gücüne göre bazen trenle yarışan yarı donmuş nehirler, bazen tüm heybetleriyle arkadaşlık eden dağlar, bazen de dur gitme dermiş gibi trenin üzerine üzerine yağan kardı. Eskilere olan bağımdan daha da çok sevdim Doğu Ekspresi’ni. İlk görüşte eski vagonlarıyla başlayan muhabbetimiz, yol boyunca bu trenle kim bilir hangi nedenlerle kimlerin seyahat ettiğini, iyi ya da kötü ne hikayeleri olduğunu düşünerek devam etti.

Doğu Ekspresi insanı iç yolculuğuna çıkarıyor, trenden inince hafif bir ayrılık acısı yaşatıyor. Bıraksanız hakkında daha ne methiyeler düzerim ama şimdi yolculuğa çıkacaklar ya da çıkmayı henüz düşünenler için önemli olan kısımlara gelelim 🙂

• Önceleri İstanbul Haydarpaşa Garı olan başlangıç noktası, İstanbul-Ankara arası yüksek hızlı trenin yapımından sonra artık Ankara. Fakat yol çalışmaları nedeniyle tren geçici olarak Ankara’dan değil Kırıkkale’nin Irmak Köyü’nden hareket ediyor. Buraya ulaşım ise eski Ankara Garı önünden kaldırılan ücretsiz otobüsler ile sağlanıyor. Yolculuk yaklaşık 40 dk. kadar. 17:30’dan 18:00’a kadar otobüs var, fakat toplam sayısını tam bilmiyorum. Siz erkenden orda olun. Trenin normal kalkış saati olan 18:00, Irmak Köyü’nden 19:20. Kars’a yolculuk süresi 23.5 saat. Yolculuk boyunca Kayseri ve Sivas’ta iki kere makinistler değişiyor.
• Biz tüm yolculuğumuzu trenle yapmak istediğimiz için Ankara’ya da YHT ile gittik. YHT Pendik Garı’ndan hareket ediyor ve 4 saatte Ankara’ya varıyor. Bizim bindiğimiz trenin kalkış saati 13:45’ti. Direk Doğu Ekspresi’ne devam edecekler için bu biraz geç olabilir. Yeni yapılan gara 17:40 gibi ulaştı tren. Acele acele eski gara otobüslere yetişmeye çalışmamak için bir önceki YHT ile gelinmeli.
• Tren biletleri TCDD’nin sayfasında 15 gün öncesinde çıkıyor. Yalnız yataklı ve kuşetli vagonlarda yer bulmak epey zor. Vagonlar tren satışında bile hep dolu geliyor. Bunun en büyük sebebi turların vagonları kapatmasıymış. Ayrıca biz farkında olmadan sömestr tatiline denk getirmişiz yolculuğu, bunun da etkisi var tabi.
• İki kişiyseniz yataklı vagon en rahatı olacaktır. Yer bulamazsanız kuşetli vagonda bir odayı kapatmayı seçebilirsiniz. Tanımadığınız insanlarla aynı yerde yakın mesafelerde uyumak rahatsız edici olabilir. Ayrıca odalar içeriden kilitlense de dışarıdan kilitlenmiyor. Gerçi biz hiç bir sorun yaşamadık ama aklınızda bulunsun. Tren ve vagonlar ile ilgili detaylı bilgiler için videoyu izlemenizi şiddetle öneririm 🙂
• Trene akşam tam yemek yeme vakitlerinde binildiği için biraz acıkabilirsiniz. Trende yemekli vagon var. Fakat benim hayal ettiğim o masa örtülü masaların, menülerin hiç biri artık yok maalesef. Rail Chef adında bir şirketin işletmesinde, hazır paketli ürünler ve mikrodalgada ısıtılan köpük kaplarda sunulan yemekler var. Kahvaltı olarak da yine hazır kahvaltı tabakları var. Biz kahvaltı için de hazırlıklı olduğumuzdan yemekli vagonu sadece çay kahve için kullandık.

• Tren istasyonlarda çok beklemiyor, yolcusunu indirip, yenilerini de alıp yola hemen devam ediyor. En fazla Erzurum istasyonunda duraklıyor. Trenin Erzurum’a varışı 14:00-14:30 arası olduğu için siz de önceden arayıp öğle yemeği için trene cağ kebabı siparişi verebilirsiniz. Biz de bütün vagon Erzurum’da istasyonda kebapçının yolunu gözlüyordu 😀 Çoğunluk Gel Gör Kebap’tan sipariş vermişti, biz Koç Cağ Kebap’ı aramışız.
• Trende çok fazla gürültü olmasa da gece uyurken sarsıntıdan deliksiz bir uyku uyuyamayabilirsiniz.
• İnternet ara ara çekiyor, varla yok arası. Olsun, daha güzel! Bu deneyim, bu manzaralar bir daha nerede bulunur. Bir kere gün doğumundan önce muhakkak uyanın, en güzel seyirlik manzaraları kaçırmayın. Gözünü açtığında karşında uçsuz bucaksız bembeyaz yerler görmek çok heyecan verici.  Gece ise odada yanan ışıktan dolayı dışarısı çok net görünmüyor. Zaten rahatsız edici olan florasanı  kapatın, çerçevede sürekli değişen resimler gibi görünen cama bakın.

• Biz yola 24 Ocak tarihinde çıktık. Hem bembeyaz örtüyle kaplanmış manzaraya doymak, hem de Çıldır Gölü’nü donmuş hali ile görmek istediğimiz için. Kışın gidecekseniz bence Ocak-Şubat iyi tarihler. Aralık da olabilir ama o zaman da çıldır Gölü’nün henüz donmamış olma ihtimali var. Yemyeşil manzaralar içinse Mayıs-Haziran. Biz bir de o halini görmeyi çok istiyoruz.

• Son olarak da yanınıza almanızda fayda gördüğüm şeyler var. Çarşaf, nevresim ve yastık kılıfı trende hazır olsa da ben yanımda yastık kılıfı götürdüm. Çok titiz olduğum söylenmese de yatarken değiştirdik. Kağıt havlu, tuvalet kağıdı, çöp poşeti kurtarıcı olacaktır. Yataklı vagonda kalmıyorsanız sabun da olabilir. Yataklı vagonda odalarda lavabo, havlu ve sabun var. Bunlar dışında kahvaltılık ve atıştırmalık yiyecekler de yolculuğu daha keyifli hale getirecektir 😉 En sevdiğiniz kitap da güzel bir yol arkadaşı tabii.

Doğu Ekspresi yolculuğu her açıdan inanılmaz bir deneyim. Belki yıllar içinde o da tarihe karışacak biz istemesek de. O sebeple düşünüyorsanız ertelemeyin, hiç aklınızda yoktuysa da artık vardır umarım. Videoda da çok önemli bilgiler var, mutlaka izleyin 🙂