Sonbaharı sevmeyen? Yaprakların arasında yürüyüp aklından türlü hayaller geçirmeyen? Tatlı serin havasında bazen üşüyüp, çıkan güneşle sevinmeyen 🙂 Yollarda, parklarda, şehrin içinde de hissettiriyor kendini ama…
Çoook uzunca bir aradan sonra herkese yeniden merhaba! Bu süre içinde kahramanımız hem yeni iş süreci yaşıyor, hem de daha sonra hakkında uzuuun bir yazı yazmayı…
Artık kahve içmek istediğimde gözlerim hep üçüncü dalga kahvecileri arıyor. Onları seviyorum ve son yıllarda her yere yayılmaları beni çok mutlu ediyor 🙂 En büyük sebebi…
Gördüğüm an bende “doğallık” duygusunu uyandıran bazı güzellikler var..Doğanın en güzel armağanlarıymış gibi geliyor bana. Sade, basit, katkısız, değerli..ve iştah açıcı. Ekmek ve zeytin. Zeytin aşkı…
Çok seviniyorum böyle küçük, kendine özgü yerler çoğaldıkça…Şehir nasıl yapılanırsa insanların aktiviteleri de, zamanlarını geçirme şekilleri de ona göre değişiyor çünkü. Küçük esnaflar, onların bulunduğu mahalleler…
Mutfakta olmayı, elini hamura bulamayı seven herkesin içinde bir yerlerde “pastacı” olma hayali var, biliyorum 🙂 Hatta küçük mutlu bir dükkanım olsun, her gün fırından tazecik…